SİA

Mısır Tanrısı "SİA" Bilinç ve Algının Simgesi

hjm

Mısır Tanrısı "SİA" Bilinç ve Algının Simgesi

SİA, Eski Mısır kültüründe algısal zihni, bilinç ve farkındalığı kişileştiren önemli bir tanrıydı. Bu tanrı, insanların çevrelerini algılaması ve düşüncelerini organize etmesiyle ilişkilendirilirdi ve başında taşıdığı “SİA” hiyeroglifi bunun en belirgin göstergesiydi.  Bu sembol, aynı zamanda “bilgi ve anlayış”ı da simgelemekteydi.

Eski Mısır mitolojisini incelemeye başladığınızda karşınıza zengin semboller ve tanrıların karmaşık ilişkileri çıkar. İşte bu mitolojinin düşünceyi, algıyı ve de bilinci temsil eden tanrsı SİA karşınızda… Ancak SİA hakkında bilgi verirken bilmemiz gereken başka tanrılar ve de kavramlar da olduğundan kısaca onlardan da bahsetmemiz gerekiyor…

Thoth: Bilgelik, yazı, dil, hesap ve zamanın yöneticisidir. Zihinsel süreçleri düzenleyen, akıl ve düşüncenin merkezi figürü olarak öne çıkar. Yazı sisteminin ve bilimsel/ritüel bilgilerin koruyucusu olarak görülür. Thoth’un ikonografisinde ibis başı ve mızrak ya da kalem bulunabilir. Bilinçli düşünceyi, içsel tartışmayı ve mantıksal akışı temsil eden temel bir figür olarak kullanılır.

Ma’at: Adalet, kozmosun düzeni ve hakikatin temsilcisidir. Doğruluk, denge ve rızanın vücut bulmuş hâli olarak algılanır. Zincirlenen düşünce süreçlerinde “doğru düşünce/gerçek algı” anlamında etik bir çerçeve sunar. Özellikle yargı sahnelerinde, sütunlar ve terazinin simgeleriyle bilincin yönlendirdiği adaletli dengeyi hatırlatır.

Heka: Sihir, güç ve niyetin dünya üzerinde etkili olmasını sağlayan enerji kavramıdır. Düşünceyle fiili dünyaya yön veren bir köprü olarak görülür; bilinçli niyetin ifade edilmesini ve güç verilmesini simgeler. Heka, sözlü ve yazılı ifadenin fiili etkiye dönüştürülmesini sağlayan pratikler olarak tasvir edilir.

Atum, Ra ve reaklar: Güneşle ilişkili figürler, kozmik aydınlık ve bilinçli farkındalıkla ilişkilendirilebilir. Gün doğumu ile zihnin aydınlanması, algının açığa çıkması ve kozmik düzenin yeniden kurulması arasındaki bağ olarak yorumlanabilir. Özellikle Ra (güneş tanrısı) ve Atum (yaratıcı başlangıç) mitleri, zihinsel farkındalığın günlük yaşama yansımasını simgeleyen kozmolojik çerçeveler sunar.

Thoth–Ma’at etkileşimi: Thoth’un bilgeliği ile Ma’at’ın adalet/uyum kavramı arasındaki etkileşim, bilinçli algının etik boyutunu ortaya koyar. Bilinçli düşüncenin doğru şekilde kullanılması (rutin ritüeller, düşünceyi ifade etme biçimleri) Ma’at’a uygun olarak dengelenir.

Heka ile dil ve düşünce ilişkisi: Sözün güçlendirilmesi, dualar ve büyülerdeki sözlü ifadelerin kozmik güçle buluşması, bilinçli zihnin dil aracılığıyla fiziksel gerçekliğe dönüşmesini simgeler. Dilin, imgelerin ve ritmin birleşimiyle bir “gerçeklik yaratma” pratiğini temsil eder.

 

Peki, SİA nasıl yaratıldı?

Bu konuda çeşitli inançlar bulunsa da en bilinen efsaneye gör SİA’, Ra’nın fallusundan damlayan kanın bir parçası olarak yaratılmıştır. Bu inanca göre SİA yüksek bir kozmik kökene sahip Tanrı Ra’nın özüyle bağlantılıdır. Yani SİA, evrenin ve insan bilincinin temelini oluşturan kozmik kuvvetlerden biri olarak görülür. 

 

Eski Krallık döneminde SİA genellikle Ra’nın sağ yanında tasvir edilir. Bu tasvirde, SİA genellikle kutsal bir papirüs tutarken gösterilir. Mısır kültüründe büyük önem taşıyan papirüs, bilgi ve yazının evrensel kaynağı olarak görülmektedir ve SİA’nın sembolik anlamıyla da örtüşmektedir. Başında taşıdığı kendi adı yazılı olan hiyeroglif de onun zihinsel ve sembolik varoluşunu vurgular.

SİA’nın rolü, sadece zihnin ve bilincin temsilcisi olmakla sınırlı kalmaz; aynı zamanda Tanrıların ve insanların düşünsel faaliyetlerinin temel kaynağıdır. Bu, eski Mısır’da bilgi ve anlayışın kutsal sayılmasıyla ilgilidir. SİA, evreni anlamlandıran ve düzenleyen bir güç olarak da düşünülür.

Tanrı SİA “Ben Bilincinin Temsilcisiyim” diyor...

SİA hakkında bazı bilgileri sizinle paylaştık. Şimdi ise biraz daha derine inip aslında bize ne söylemek istiyor ona bakalım…

Düşünün ki başında SİA hiyeroglifi var ve bu onun kim olduğunu, neyi temsil ettiğini anlatıyor. Şekil biraz karışık gözükse de “ben bilinci temsil ediyorum” diyor. Yani kafasını kaldırıp etrafı görebilen, olaylar hakkında düşünebilen, olanları anlayabilen biri aslında.

Kendimize dönüp baktığımızda acaba biz kafamızı kaldırıp gerçek anlamıyla etrafımıza bakıyor muyuz? Olaylar hakkında önyargısız düşünebiliyor muyuz? Çevremizde vuku bulanları anlayabiliyor muyuz?

Gündelik hayatta, herhangi bir durum karşısında, karar verme aşamasına geldiğimizde “Bunu yapmalı mıyım, yapmamalı mıyım?” diye düşünürken kendimizi defalarca yakalamışızdır. İşte SİA’da tam buna benzer! O, bizim içimizdeki “düşünce ve farkındalık” merkezi gibidir.

Eski Mısır’ın SİA’sı aslında bizim içimizdeki “akıl ve bilinç” yolculuğunun ta kendisidir. Belki de ona beynimizin gizli kahramanı bile diyebiliriz. Çünkü SİA inanılmaz gizemli ve bir o kadar da tanıdık bir figür bizim için…

Ve onun içindir ki SİA Spiritüel İlimler Akademisi ile yolu kesişenler için hiçbir şey eskisi gibi olamaz.

 

 

Yorum Yapınız